Ahsen
Ahsen
Ahsen
Merhaba 👋
Sipariş için
yardımcı olmamızı ister misiniz?
Sipariş için
yardımcı olmamızı ister misiniz?
19:31
Bu ürünü 55 kişi inceliyor
Pegasus Yayınları
Stokta Yok
Zübeyde Hanım (Cep Boy)
9786054263851
11.99 €
15 Gün İçinde Adresinize Ulaşacaktır.
Öne Çıkan Bilgiler
Barkod:
9786054263851
Yazar:
Kağıt Cinsi:
2. Hamur
Baskı Sayısı:
1. Baskı
Basım Yılı:
2010
Sayfa Sayısı:
360
Kapak Türü:
Karton Kapak
Gölgesinde Mustafa Kemal’i Büyüten Kadın
Zübeyde Hanım, Sofularlı Feyzullah Ağa’nın güzel kızı. Aile kökleri Yörük Türkmenlerinden. Resmi kayıtlarda “Evladı Fatihan” olarak geçiyor…
Tarla görmüş, harman görmüş, yüreği genç yaşta acılar yaşamış bir kadın…
Hayat anlayışı, vatan sevgisi, insan sevgisi, din anlayışı ortalama bir Türk kadınınkinden farklı değil. Anne Ayşe Hanım çok dindar, kızını da kendisi gibi dindar yetiştiriyor. Babası ‘Sofu’ ve ‘Hacı’ lakabını almış… Zübeyde Hanım da bu kültürde yetişiyor. 14 Yaşında gelinlik giyiyor… Kendisini rüyasında gören Ali Rıza Bey’le evlendiriliyor… 6 çocuk annesi oluyor, ama üç çocuğunu daha anakuzusuyken toprağa veriyor… Ali Rıza Bey’in vefatıyla, “Nerde Benim saadetim?” diye yakındığı dönem başlayacaktır… Çok büyük sıkıntılar çeker… Aldığı dul maaş yetmez…
Kardeşinin çiftliğine gidip gelmeye başlar…
Ama henüz yaşı gençtir, çocukları küçüktür…
Komşularının aracı olmasıyla yeni bir evlilik yapar…
Hayatı bundan sonra Balkan savaşlarına kadar böyle geçer…
Harp okulundan mezun olan Mustafa, her ay aldığı maaşı getirir anasının avucuna sayar…
“Artık seni evlendireceğim” diye baskılar da bu dönemde başlar…
Zübeyde Hanım’ın, babasız kalan yavrularına karşı bir baba hissi içinde olduğunu görüyoruz. İstanbul’da zor günler devam eder…
Ama en acı durağı Mustafa Kemal’in 19 Mayıs’tan bir gün önceki duygulu gecesidir…
Annesinin hayır duasını alarak yola çıkar… Öpüştükçe ağlaşırlar, sarılırlar…
İki kızıyla kalır Şişli’de…
Evleri baskın yer, aranmak ister… Bir yandan vuslat, bir yandan suçlanan bir evladı vardır… Her defasında “mürüvvetini göreyim oğul” derken derdi Mustafa’nın mutluluğudur… Ama her defasında, “Ben vatanımla izdivaçlıyım” cevabını alır…
Fikriye’ye gönül koyar, annesi engel olur… Saraylı, soylu bir kız ister…
O, hayatının her anında oğlunun yanında ve en büyük koruyucusu olmuştur.
Hasta yatağında kalkıp İzmir’e Latife Hanım’ı görmeye giderken de, “Oğlum kiminle evlenecek, görmem lazım” düşüncesi vardır…
Görmüştür, tanımıştır Latife Hanım’ı…
Ve orada vefat etmiştir…
Zübeyde Hanım, Sofularlı Feyzullah Ağa’nın güzel kızı. Aile kökleri Yörük Türkmenlerinden. Resmi kayıtlarda “Evladı Fatihan” olarak geçiyor…
Tarla görmüş, harman görmüş, yüreği genç yaşta acılar yaşamış bir kadın…
Hayat anlayışı, vatan sevgisi, insan sevgisi, din anlayışı ortalama bir Türk kadınınkinden farklı değil. Anne Ayşe Hanım çok dindar, kızını da kendisi gibi dindar yetiştiriyor. Babası ‘Sofu’ ve ‘Hacı’ lakabını almış… Zübeyde Hanım da bu kültürde yetişiyor. 14 Yaşında gelinlik giyiyor… Kendisini rüyasında gören Ali Rıza Bey’le evlendiriliyor… 6 çocuk annesi oluyor, ama üç çocuğunu daha anakuzusuyken toprağa veriyor… Ali Rıza Bey’in vefatıyla, “Nerde Benim saadetim?” diye yakındığı dönem başlayacaktır… Çok büyük sıkıntılar çeker… Aldığı dul maaş yetmez…
Kardeşinin çiftliğine gidip gelmeye başlar…
Ama henüz yaşı gençtir, çocukları küçüktür…
Komşularının aracı olmasıyla yeni bir evlilik yapar…
Hayatı bundan sonra Balkan savaşlarına kadar böyle geçer…
Harp okulundan mezun olan Mustafa, her ay aldığı maaşı getirir anasının avucuna sayar…
“Artık seni evlendireceğim” diye baskılar da bu dönemde başlar…
Zübeyde Hanım’ın, babasız kalan yavrularına karşı bir baba hissi içinde olduğunu görüyoruz. İstanbul’da zor günler devam eder…
Ama en acı durağı Mustafa Kemal’in 19 Mayıs’tan bir gün önceki duygulu gecesidir…
Annesinin hayır duasını alarak yola çıkar… Öpüştükçe ağlaşırlar, sarılırlar…
İki kızıyla kalır Şişli’de…
Evleri baskın yer, aranmak ister… Bir yandan vuslat, bir yandan suçlanan bir evladı vardır… Her defasında “mürüvvetini göreyim oğul” derken derdi Mustafa’nın mutluluğudur… Ama her defasında, “Ben vatanımla izdivaçlıyım” cevabını alır…
Fikriye’ye gönül koyar, annesi engel olur… Saraylı, soylu bir kız ister…
O, hayatının her anında oğlunun yanında ve en büyük koruyucusu olmuştur.
Hasta yatağında kalkıp İzmir’e Latife Hanım’ı görmeye giderken de, “Oğlum kiminle evlenecek, görmem lazım” düşüncesi vardır…
Görmüştür, tanımıştır Latife Hanım’ı…
Ve orada vefat etmiştir…
Kategoriler:
Biyografi-Otobiyografi