Bu ürünü 66 kişi inceliyor
Dipnot Yayınları
Stokta Yok
Yoldaş Gulliver
9786256742338
10.99 €
15 Gün İçinde Adresinize Ulaşacaktır.
Öne Çıkan Bilgiler
Barkod:
9786256742338
Yazar:
Kağıt Cinsi:
Amerikan Bristol
Baskı Sayısı:
1. Baskı
Basım Yılı:
2025
Sayfa Sayısı:
182
Kapak Türü:
Karton Kapak
Jonathan Swift’in ölümsüz eserinin kahramanı Gulliver’in aynı adı taşıyan torununun, ama dünyadaki ilk sosyalist devrime sahne olan Sovyetler Birliği’nin yurttaşı olduğu için Yoldaş Gulliver diye anılan genç bir komünist işçinin 1930’lu yıllarda “bir tuhaf ülkeye”, ABD’ye gidişi ve orada tanık olduğu/yaşadığı olayların hikayesi. Öyle bir ülkedir ki burası, onca insan evsizken gökdelenlerdeki çoğu daire boş durmakta, milyonlarca kişi işsizken “herkes bir gün kral olacak” türünden vaatler havada uçuşmakta, diz boyu yoksulluk varken hükümet kararıyla tarım ürünleri imha edilmektedir.
Yoldaş Gulliver’in Büyük Buhran döneminde ABD’ye yaptığı geziyi ironi, yergi ve acı bir gerçekçilikle harmanlayarak anlatan Gellert, Gulliver’in Yolculukları’ndan el alarak ve yazdıklarını Goya ile Daumier gibi büyük sanatçıların oluşturduğu geleneğe uygun düşen resimlerle destekleyerek ortaya kısa ama çarpıcı bir yapıt koyuyor; kapitalizmin çelişkilerini, acımasızlığını, yıkı-cılığını betimlerken bir yandan da böylesi bir düzende su başlarını tutan oligarkların, bankerlerin ve onların hizmetindeki din kurumuyla basının ipliğini pazara çıkarıyor.
Kitabı okurken teknolojide, sınai ve tarımsal üretimde, hayat tarzında yaşanan büyük gelişmelere karşın kapitalizmin emek sömürüsüne dayanan gayri insani özünün aslında hiç değişme-diğini bir kere daha anlıyoruz.
Yoldaş Gulliver’in Büyük Buhran döneminde ABD’ye yaptığı geziyi ironi, yergi ve acı bir gerçekçilikle harmanlayarak anlatan Gellert, Gulliver’in Yolculukları’ndan el alarak ve yazdıklarını Goya ile Daumier gibi büyük sanatçıların oluşturduğu geleneğe uygun düşen resimlerle destekleyerek ortaya kısa ama çarpıcı bir yapıt koyuyor; kapitalizmin çelişkilerini, acımasızlığını, yıkı-cılığını betimlerken bir yandan da böylesi bir düzende su başlarını tutan oligarkların, bankerlerin ve onların hizmetindeki din kurumuyla basının ipliğini pazara çıkarıyor.
Kitabı okurken teknolojide, sınai ve tarımsal üretimde, hayat tarzında yaşanan büyük gelişmelere karşın kapitalizmin emek sömürüsüne dayanan gayri insani özünün aslında hiç değişme-diğini bir kere daha anlıyoruz.
Kategoriler:
Edebiyat