Yarım Kalan Yürüyüş

Milliyetçi Cephe, Uzakdogu’da bir liman, Izmir’de bir yetimhane, 12 Eylül’de bir darbe... Korkut, Sedat’i ariyor. Savci soruyor, birileri anlatiyor. Ferzan büyülüyor. Biçak yarasi. Miriltilar, ugultular, itiraflar. Herkes çektigi acinin kölesi. Kurtulmak, unutmaya çalismak... Sir yok.Hepimiz insaniz…Mehmet Eroglu, devrimci eylemcilerinin dünyasini anlatmayi sürdürüyor. Agir yarali, hüzünlü, öfkeli, ölmeye hazir, romantikkahramanlarinin savasini ve asklarini ustalikla resmediyor. Yine de yapabilecegimiz, kurtarabilecegimiz bir seyler olmali.Yarim Kalan Yürüyüs, hayatin baska türlü aktigi bir koyulugun romani. Yirminci yüzyil kurtaricilara, sövalyelere muhtaç degil mi? On sekiz yasindayim ve kendimi küçümsüyorum. Hâlâ varolusumu anlamli kilacak, yasamimi biyolojik bir zorunluluk olmaktan kurtaracak bir açiklama bulabilmis degilim. Hayatin sirri nedir?… Açiklamayi sorularin ardinda aramaktan biktim.