Ahsen
Ahsen
Ahsen
Merhaba 👋
Sipariş için
yardımcı olmamızı ister misiniz?
Sipariş için
yardımcı olmamızı ister misiniz?
18:58
Bu ürünü 57 kişi inceliyor
Everest Yayınları
Stokta Yok
Yara Bende
9786051852720
7.99 €
15 Gün İçinde Adresinize Ulaşacaktır.
Öne Çıkan Bilgiler
Barkod:
9786051852720
Yazar:
Kağıt Cinsi:
2. Hamur
Baskı Sayısı:
2. Baskı
Basım Yılı:
2018
Sayfa Sayısı:
200
Kapak Türü:
Karton Kapak
Abdullah Ataşçı’nın kaleminden Dağda Duman Yeri Yok ve Birîndar’dan sonra yeni bir roman: Yara Bende!
Tepeden başlayıp dereye uğrayan, dereden sonra ekmeğe varan, ekmekle gönül, gönülle saik, saikle veda bahsini beraber açan, nihayetinde yol, ağıt ve kuyu diyen bir anlatı kuruyor Ataşçı. Bu dokuz parça boyunca da anlatıyor: Kelimenin ilk anlamıyla, anlatıcı karşısında durduğunu düşündüğümüz oğluna anlatıyor. Ve anlatıcı gene kelimenin birinci anlamıyla kaydediyor: Bir teypten kurtarılan anlatıyı okuyoruz biz de.
Abdullah Ataşçı, öykülerinden sonra romanlarıyla açtığı hattı derinleştiriyor. Salıbaba ile, Kasımbeyliler ile, Çayda Çıra Heykeli ile, Bay Miyagi ile, öldükten sonra mahalleliyle konuşmaya devam eden dede, Birîndar’ı yazan bizzat kendisi ile ve dahası ile...
Çünkü doğrular insanı farkında olmadan büyütürken ya da hiç olmazsa birer makineye dönüştürürken; hatalar, onun çocukluk sularında biraz daha kalmasını sağlayacak kadar iyilik doluydu. Çocukluğumun rengi solmasın, orada biraz daha istediğim gibi oynayayım diye, büyüklerimi üzecek yanlışlar da yaptım bu yüzden. Sana o günü anlatacakken bak, yine hayat konusunda ahkâm kesmeye başladım, iyi mi? Derdim seni büyütmek değil kesinlikle.
Tepeden başlayıp dereye uğrayan, dereden sonra ekmeğe varan, ekmekle gönül, gönülle saik, saikle veda bahsini beraber açan, nihayetinde yol, ağıt ve kuyu diyen bir anlatı kuruyor Ataşçı. Bu dokuz parça boyunca da anlatıyor: Kelimenin ilk anlamıyla, anlatıcı karşısında durduğunu düşündüğümüz oğluna anlatıyor. Ve anlatıcı gene kelimenin birinci anlamıyla kaydediyor: Bir teypten kurtarılan anlatıyı okuyoruz biz de.
Abdullah Ataşçı, öykülerinden sonra romanlarıyla açtığı hattı derinleştiriyor. Salıbaba ile, Kasımbeyliler ile, Çayda Çıra Heykeli ile, Bay Miyagi ile, öldükten sonra mahalleliyle konuşmaya devam eden dede, Birîndar’ı yazan bizzat kendisi ile ve dahası ile...
Çünkü doğrular insanı farkında olmadan büyütürken ya da hiç olmazsa birer makineye dönüştürürken; hatalar, onun çocukluk sularında biraz daha kalmasını sağlayacak kadar iyilik doluydu. Çocukluğumun rengi solmasın, orada biraz daha istediğim gibi oynayayım diye, büyüklerimi üzecek yanlışlar da yaptım bu yüzden. Sana o günü anlatacakken bak, yine hayat konusunda ahkâm kesmeye başladım, iyi mi? Derdim seni büyütmek değil kesinlikle.
Kategoriler:
Roman