Bu ürünü 53 kişi inceliyor
Dokuz Yayınları
Stokta Yok
Opia 1 - Yitirmeli Ne Varsa (Ciltli)
9786256636156
18.99 €
Sepette
% 50
% 50
9.50 €
15 Gün İçinde Adresinize Ulaşacaktır.
Öne Çıkan Bilgiler
Barkod:
9786256636156
Yazar:
Kağıt Cinsi:
2. Hamur
Baskı Sayısı:
1. Baskı
Basım Yılı:
2025
Sayfa Sayısı:
688
Kapak Türü:
Ciltli
• POSTER, ÖZEL KESİM ŞEKİLLİ AYRAÇ, ALINTI KARTI VE SAHNE KARTI HEDİYELİ
• ÇİFT TARAFLI ŞÖMİZ
Yıldız Gülmez, küçük yaşta babasını yitirmesinin ardından; çocukluğunun üzerine toprak atılan bir evde hayatta kalmaya mecbur bırakıldı. Üvey bir babanın gölgesinde, kendisine hayat olarak sunulan yaşam bir tutsaklıktan farklı değildi. Büyüdükçe sesi ne kadar gür çıktıysa bir o kadar ezildi her bir yanı, her bir hissiyatı. Duyanlar duymazdan, görenler görmezden geldi. Kendilerine dokunmayan yılanın herkes başını sevdi. Ta ki gerçekleştirdiği şark hizmetinin ardından yeniden şehrine dönen Mazlum Doğan’a kadar…
Mazlum’un yıllar önce ayrıldığı memleketine geri döndüğünde beklediği en son şey, mahallede “mazlum” diye nitelendiren bir genç kız ile kendi evinde karşılaşmaktı. Anlar, anları doğurdu; bir gecede dönen kaderin çarkı, birbirine takılı kalan gözlerin ışığında o evden, o kaderden, o karanlıktan bir yol çizdi.
Bu bir kaçışın, kabullenişin değil; cesur bir başlangıcın hikâyesi. Yıldız’ın adım adım kendini bulduğu, Mazlum’un bir başkasına tutunarak yeniden kök salmayı öğrendiği bir yolculuk…
Korkularla örülmüş bir duvarın arkasından uzanan bir el… Ve o eli, ilk kez hiç korkmadan tutan bir kalp. Sevgi, yara izlerinin arasında da yeşerebilir mi? Bir insan, başka bir insanın gölgesinden yürüyüp kendi ışığını bulabilir mi?
“Bazen anlatılamayan masallar da yüreği hafifletir, Yıldız… Ve Yıldız çiçeğinin masalı henüz yazılmadı…”
• ÇİFT TARAFLI ŞÖMİZ
Yıldız Gülmez, küçük yaşta babasını yitirmesinin ardından; çocukluğunun üzerine toprak atılan bir evde hayatta kalmaya mecbur bırakıldı. Üvey bir babanın gölgesinde, kendisine hayat olarak sunulan yaşam bir tutsaklıktan farklı değildi. Büyüdükçe sesi ne kadar gür çıktıysa bir o kadar ezildi her bir yanı, her bir hissiyatı. Duyanlar duymazdan, görenler görmezden geldi. Kendilerine dokunmayan yılanın herkes başını sevdi. Ta ki gerçekleştirdiği şark hizmetinin ardından yeniden şehrine dönen Mazlum Doğan’a kadar…
Mazlum’un yıllar önce ayrıldığı memleketine geri döndüğünde beklediği en son şey, mahallede “mazlum” diye nitelendiren bir genç kız ile kendi evinde karşılaşmaktı. Anlar, anları doğurdu; bir gecede dönen kaderin çarkı, birbirine takılı kalan gözlerin ışığında o evden, o kaderden, o karanlıktan bir yol çizdi.
Bu bir kaçışın, kabullenişin değil; cesur bir başlangıcın hikâyesi. Yıldız’ın adım adım kendini bulduğu, Mazlum’un bir başkasına tutunarak yeniden kök salmayı öğrendiği bir yolculuk…
Korkularla örülmüş bir duvarın arkasından uzanan bir el… Ve o eli, ilk kez hiç korkmadan tutan bir kalp. Sevgi, yara izlerinin arasında da yeşerebilir mi? Bir insan, başka bir insanın gölgesinden yürüyüp kendi ışığını bulabilir mi?
“Bazen anlatılamayan masallar da yüreği hafifletir, Yıldız… Ve Yıldız çiçeğinin masalı henüz yazılmadı…”
Kategoriler:
Roman