Ölümsüzlük İhtiyacı İntihar Ötenazi ve Reenkarnasyon

Insanin sevdiklerini kaybetmesi..Sevdiklerinden önce ya da sonra kendi canindan da olmasi...Ölüm!Dayanilmasi zor bir gerçek!..“Ölüm” kesin bir kayip mi? Bir daha asla “olmamak” mi?Sevdikleriyle, sevenleri ile sonsuz bir “ayrilis” mi?“Ölümden sonra hayat yok” diyenlerin dayanaginin olmamasi bir tarafa… Eger kesin bir “son” olacaksa o zaman bu hayatin zahmetine nasil katlanacaksiniz?Üç kurusluk lezzeti için hayatin bunca zahmetini çekmenin mantigi ne? Var edilen ve varligindan haberdar edilen bilinçli bir varlik; “insan!” Insanoglu madem “var” oldu, “varliginin bilinci”nde olmasaydi neyse!.. Diger bilinçsiz oldugunu düsündügümüz varliklar gibi olurdu. Ve mesele kalmazdi…Varliginin idrakinde olmak, yoklugu asla kabul etmemek için yeterli bir sebep degil mi?!Bu konuyu irdelemeye çalismak, ölümden sonraki hayatin inkari üzerine kurulu tüm yasam felsefelerine isyandir… Ve ölümsüzlük ihtiyacimizi karsilamaya yönelik ilk adim, gerçegi yakalamanin da ilk basamagi!..