Her Şey Bittiği Yerde Başlar

2006 yilinda aramizdan ayrilan edebiyatimizin önemli ismi Muzaffer Buyrukçu'nun bütün eserleri Kirmizi Kedi'de. Sait Faik, Yunus Nadi ve Haldun Taner gibi önemli edebiyat ödüllerini kazanan Buyrukçu’nun, isçilerin ve issizlerin, serserilerin ve kabadayilarin, ev kadinlarinin ve fahiselerin, sakatlarin ve delilerin, toplumda ve hatta edebiyatta pek görünmeyen insanlarin öykülerini anlatmadaki ustaligi, yakindan tanidigi karakterleri ve öykülerini son derece özgün bir üslupla kurgulamasinda yatar. Her Sey Bittigi Yerde Baslar’daki öyküler, ülkemizde hâlâ çözülememis olan toplumsal sorunlari, yalnizca gerçekçi ya da psikolojik bir zeminde degil, varolussal bir derinlikte de sorgular. Bu ilk öykülerinde, bugün bile erkek yazarlarda esine pek rastlayamadigimiz derinlikte bir cinsiyetçilik elestirisiyle karsilasmamiz dikkat çekicidir. Bunlar Türk edebiyatinda bir erkek yazarin kaleminden okumaya alisik olmadigimiz keskinlikte öykülerdir. Siradan bir sistem elestirisinin ötesine geçen Buyrukçu, daha ilk öyküden itibaren insan dogasini, insanin insani sömürmesinin nedenlerini ve bunlari yaratan kosullari sorgular. Muzaffer Buyrukçu'nun külliyatina öyküleriyle basliyoruz.