Bu ürünü 64 kişi inceliyor
Babek Yayınları
Stokta Yok
Hegemonya El Değiştirirken Kürt Siyasetinde Strateji Değişimi (Mi?)
9786259585833
15.99 €
15 Gün İçinde Adresinize Ulaşacaktır.
Öne Çıkan Bilgiler
Barkod:
9786259585833
Yazar:
Kağıt Cinsi:
2. Hamur
Baskı Sayısı:
1. Baskı
Basım Yılı:
2025
Sayfa Sayısı:
230
Kapak Türü:
Karton Kapak
Tarihsel olarak aşılmış bir sistem içinde “yeni” bir dünya kuruluyor. Kapitalizmin; Ekim Devrimi ardından yeni bir toplumsal sistemle, sosyalizmle aşıldığı türden yeni bir düzen değil ama bu. Kapitalizmin içinde kalınarak kurulan “yeni” bir dünya. “Batı”nın 300 yıldır devam eden hegemonyasını yitirmeye başladığı, (ABD) ”İmparatorluğun”(un) ve dolar hegemonyasının düşüşe geçtiği ve hegemonyanın el değiştirme sürecine doğru evrildiği “yeni” bir dünya.
“Makina Çağı” ve sanayi uygarlığının yerini dijital teknolojiye/çiplere; içten yanmalı motorların yerini elektrikli motorlara; fosil yakıtların yerini “yenilenebilir enerji”ye ve hidrojen yakıtına bırakacağı bir dünya. Öte yandan üretici güçlerdeki değişikliğin; üretim ilişkilerini, toplumsal hayatı ve doğa insan ilişkisini yeni bir toplumsal formasyonla yeniden kurulmasını sağlayamayan eskinin içindeki “yeni” bir dünya bu. Yani sınıf sömürüsünün devam ettiği, eşitsizlik ve adaletsizliğin her geçen gün arttığı bilindik eski dünya. Ne teknolojik ilerlemelerin ne de kendini görece anlamda yenileyen kapitalizmin istihdam yaratamadığı; eşit, adil ve özgür bir sistemin inşâ edilemediği eski bilindik dünya.
Kapitalizm insanlığa ütopya değil distopya vaat ediyor. “Eski tas eski hamam” atasözünde olduğu gibi ama bunu sanki yeni bir refah düzeni programıymış gibi ve üstelik eskinin bilindik/üzerinden çokça geçilmiş “yol haritaları”yla öneriyor. Ulus devleti yeniden canlandırmayı, milliyetçiliği ve “aşırı sağcılığı” tırmandırmayı, otoriterleşerek “büyüme”yi, silahlanma harcamalarını artırmayı ve savaşları vaat ediyor. Kapitalizmin insanlığa anlatabileceği “yeni bir hikâyesi” yok artık.
Peki bugün değişen ne? Bir; hegemonyanın el değiştirme sürecine girmesi ve bunun yarattığı gerilim. İki; çok kutupluluğa doğru evrilen yeni dünya düzeni. Üç; 2008’de krize giren kapitalizmin hâlâ yeni bir birikim stratejisi yaratamaması nedeniyle yaşadığı kriz.
Kapitalizmle, sanayi uygarlığıyla, ‘Aydınlanma Aklı’yla, sömürgecilik-emperyalizm ve dünya çapında yaşanan savaşlarla kurulan “Batı” uygarlığı çöküyor.
Uygarlıklar oynaktır!
Neredeyse birbirinin yerine kullanılabilecek “Doğu”/”Küresel Güney”/Asya/”Batı Dışı Dünya” yüzyılı başlıyor artık. “Çin Yüzyılı”, “Yükselen Asya ve Afrika”, “Arap Yüzyılı”, Brezilya başta olmak üzere yıldızı parlayan Güney Amerika ve “Türkiye Yüzyılı”... programları “Batı” hegemonyasının sona erdiğini gösteriyor.
Kürtler mi?.. Kalıcı bir “Barış” ortamının sağlanması ardından önümüzdeki yıllar içinde bir Kürt aydınlanması yaşanacak. Kürtler, Ortadoğu coğrafyasının en kadim halklarından biri ve ‘yeniden doğuş’ için büyük bir tarihsel birikime sahip. Yakın dönemde bir “Kürt Rönesansı”na tanıklık edeceğiz.
Peki bugün hegemonya el değiştirirken Kürt siyaseti bu değişime nasıl cevap veriyor? Giderek farklı kutuplara ayrışan dünyada hangi eksene yakın duruyor? Haritaların yeniden çizildiği 21. Yüzyıl Ortadoğu’sunda “tarih sahnesi”ne çıkan Kürtler, hangi siyasal biçimler altında yaşamaya karar verecek? Ortaya çıkan “fırsatlar” kalıcı bir “barış” imkânı mı, yoksa uzun yıllara yayılan gerilimler mi yaratacak?”
Elinizdeki kitap hem hegemonya değişimine hem de Kürt siyasetinin önümüzdeki süreçte izleyeceği stratejiye dair tartışmalar yürütüyor.
“Makina Çağı” ve sanayi uygarlığının yerini dijital teknolojiye/çiplere; içten yanmalı motorların yerini elektrikli motorlara; fosil yakıtların yerini “yenilenebilir enerji”ye ve hidrojen yakıtına bırakacağı bir dünya. Öte yandan üretici güçlerdeki değişikliğin; üretim ilişkilerini, toplumsal hayatı ve doğa insan ilişkisini yeni bir toplumsal formasyonla yeniden kurulmasını sağlayamayan eskinin içindeki “yeni” bir dünya bu. Yani sınıf sömürüsünün devam ettiği, eşitsizlik ve adaletsizliğin her geçen gün arttığı bilindik eski dünya. Ne teknolojik ilerlemelerin ne de kendini görece anlamda yenileyen kapitalizmin istihdam yaratamadığı; eşit, adil ve özgür bir sistemin inşâ edilemediği eski bilindik dünya.
Kapitalizm insanlığa ütopya değil distopya vaat ediyor. “Eski tas eski hamam” atasözünde olduğu gibi ama bunu sanki yeni bir refah düzeni programıymış gibi ve üstelik eskinin bilindik/üzerinden çokça geçilmiş “yol haritaları”yla öneriyor. Ulus devleti yeniden canlandırmayı, milliyetçiliği ve “aşırı sağcılığı” tırmandırmayı, otoriterleşerek “büyüme”yi, silahlanma harcamalarını artırmayı ve savaşları vaat ediyor. Kapitalizmin insanlığa anlatabileceği “yeni bir hikâyesi” yok artık.
Peki bugün değişen ne? Bir; hegemonyanın el değiştirme sürecine girmesi ve bunun yarattığı gerilim. İki; çok kutupluluğa doğru evrilen yeni dünya düzeni. Üç; 2008’de krize giren kapitalizmin hâlâ yeni bir birikim stratejisi yaratamaması nedeniyle yaşadığı kriz.
Kapitalizmle, sanayi uygarlığıyla, ‘Aydınlanma Aklı’yla, sömürgecilik-emperyalizm ve dünya çapında yaşanan savaşlarla kurulan “Batı” uygarlığı çöküyor.
Uygarlıklar oynaktır!
Neredeyse birbirinin yerine kullanılabilecek “Doğu”/”Küresel Güney”/Asya/”Batı Dışı Dünya” yüzyılı başlıyor artık. “Çin Yüzyılı”, “Yükselen Asya ve Afrika”, “Arap Yüzyılı”, Brezilya başta olmak üzere yıldızı parlayan Güney Amerika ve “Türkiye Yüzyılı”... programları “Batı” hegemonyasının sona erdiğini gösteriyor.
Kürtler mi?.. Kalıcı bir “Barış” ortamının sağlanması ardından önümüzdeki yıllar içinde bir Kürt aydınlanması yaşanacak. Kürtler, Ortadoğu coğrafyasının en kadim halklarından biri ve ‘yeniden doğuş’ için büyük bir tarihsel birikime sahip. Yakın dönemde bir “Kürt Rönesansı”na tanıklık edeceğiz.
Peki bugün hegemonya el değiştirirken Kürt siyaseti bu değişime nasıl cevap veriyor? Giderek farklı kutuplara ayrışan dünyada hangi eksene yakın duruyor? Haritaların yeniden çizildiği 21. Yüzyıl Ortadoğu’sunda “tarih sahnesi”ne çıkan Kürtler, hangi siyasal biçimler altında yaşamaya karar verecek? Ortaya çıkan “fırsatlar” kalıcı bir “barış” imkânı mı, yoksa uzun yıllara yayılan gerilimler mi yaratacak?”
Elinizdeki kitap hem hegemonya değişimine hem de Kürt siyasetinin önümüzdeki süreçte izleyeceği stratejiye dair tartışmalar yürütüyor.
Kategoriler:
Araştırma-Inceleme