Gök Girsin Kızıl Çıksın

Bu memleket için neler yapmadık,
Kimimiz nutuk attık, kimimiz öldük…
Savaşçı bir millet olan Türklerin 5000 yıllık kadim tarihinde Orta Asya steplerinden Adriyatik kıyılarına kadar kurduğu devletler her daim dış güçlerin hedefi olmuştur. Tarihte Türklerin kurduğu 16 imparatorluk ve 100’den fazla devlet bu dış güçlerin örtülü tesiriyle yıkılmasına rağmen Türk Milleti hiçbir zaman diz çökmemiş ve Anka Kuşu gibi küllerinden yeniden doğmuştur. 1500 yıl önce Göktürk Devleti Hükümdarı Bilge Kağan’ın şu nasihati bu yeniden doğuşlara nişane olmuştur:
“Ey Türk!
Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilirdi?..
Üstte mavi gök çökmedi, altta yağız yer delinmedi fakat
Neden bitap düştü bu millet?
Atamızın sözünü tutmadık…
Vatan tuttuğun bu iller senin elinden alınacak,
Bütün bunlar olsun istemiyorsan,
Bırakacaksın o zaman sadece kendini düşünmeyi.
Unutma esir yaşamak senin harcın değil!
Türk milleti esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir,
Vatan namusun, bayrak şeref nişanın olacak.
Eğmeyeceksin boyun,
Diz çökmeyeceksin zalimin önünde,
Peşkeş çekmeyeceksin vatanın bir karış toprağını.”
Bu roman Türklerin kurduğu son devleti ortadan kaldırmaya çalışan küresel güçlere karşı temeli Orta Asya’ya dayanan ve en karanlık gece de bile Türk’ün bekasını muhafaza eden bir oluşumun Sessiz Savaşı’nı anlatmaktadır. Fakat bu savaş geçmiştekilere nazaran daha sessiz ve daha kanlı olacaktır.