Ahsen
Ahsen
Ahsen
Merhaba 👋
Sipariş için
yardımcı olmamızı ister misiniz?
Sipariş için
yardımcı olmamızı ister misiniz?
08:02
Bu ürünü 58 kişi inceliyor
İthaki Yayınları
Stokta Yok
Fukaranın Ahı
9786052655764
9.99 €
Sepette
% 50
% 50
5.00 €
15 Gün İçinde Adresinize Ulaşacaktır.
Öne Çıkan Bilgiler
Barkod:
9786052655764
Yazar:
Kağıt Cinsi:
2. Hamur
Baskı Sayısı:
1. Baskı
Basım Yılı:
2025
Sayfa Sayısı:
152
Kapak Türü:
Karton Kapak
Her şey dile meftun bir yazarın merakıyla başladı...
Başar Başarır pul koleksiyonu yapar gibi topladığı, mahzende şarap saklar gibi üzerine titrediği, yıllarca defterlerinde biriktirdiği atasözlerini Fukaranın Ahı isimli bu kişisel derlemede ilk kez kamuya açıyor. Baştan uyaralım, bu seçkide atasözlerine karşı ne mutlak bir hayranlık ne de toptan bir ret bulacaksınız. Çünkü yazar, dünyaya dille tutunan her fani gibi, sözün iyisini kötüsünden ayırmanın marifet olduğunun farkında. Atasözlerini paylaşırken de yazarlığın cüretini kuşanıyor. Örneğin bazılarını atasözü yerine “anasözü” diye niteliyor. Eskiyle yeniyi bir araya getirirken kişisel olanı ortak bir belleğe dönüştürüyor.
Elinizde tuttuğunuz bu kitap aslında bir hatıra defteri. Her sayfada bir söz, her sözde bir hikâye var. Söz gümüşse hikâye altındır misali. Kimi düşündürüyor kimi güldürüyor. Bazısı efsaneler yıkarken bazısı da yenilerine ilmek atıyor.
Sahi, nedir bir kitabı defterden ayıran?
“Herkes atasözlerini hatırladığı, canı istediği gibi, en önemlisi de işine geldiği gibi söyler. Nasıl dilimizin, konuşulan güzel Türkçemizin tamamı donmuş değilse, organikse, yani yaşıyorsa, onun en kıymetli çekirdeğini temsil eden atasözleri de gelişir, değişir. Hatta bazen koskoca bir dilin yok olması gibi ölüp giderler. Söylenmeyen söz kaybolur, yazılsa da unutulur.”
Başar Başarır pul koleksiyonu yapar gibi topladığı, mahzende şarap saklar gibi üzerine titrediği, yıllarca defterlerinde biriktirdiği atasözlerini Fukaranın Ahı isimli bu kişisel derlemede ilk kez kamuya açıyor. Baştan uyaralım, bu seçkide atasözlerine karşı ne mutlak bir hayranlık ne de toptan bir ret bulacaksınız. Çünkü yazar, dünyaya dille tutunan her fani gibi, sözün iyisini kötüsünden ayırmanın marifet olduğunun farkında. Atasözlerini paylaşırken de yazarlığın cüretini kuşanıyor. Örneğin bazılarını atasözü yerine “anasözü” diye niteliyor. Eskiyle yeniyi bir araya getirirken kişisel olanı ortak bir belleğe dönüştürüyor.
Elinizde tuttuğunuz bu kitap aslında bir hatıra defteri. Her sayfada bir söz, her sözde bir hikâye var. Söz gümüşse hikâye altındır misali. Kimi düşündürüyor kimi güldürüyor. Bazısı efsaneler yıkarken bazısı da yenilerine ilmek atıyor.
Sahi, nedir bir kitabı defterden ayıran?
“Herkes atasözlerini hatırladığı, canı istediği gibi, en önemlisi de işine geldiği gibi söyler. Nasıl dilimizin, konuşulan güzel Türkçemizin tamamı donmuş değilse, organikse, yani yaşıyorsa, onun en kıymetli çekirdeğini temsil eden atasözleri de gelişir, değişir. Hatta bazen koskoca bir dilin yok olması gibi ölüp giderler. Söylenmeyen söz kaybolur, yazılsa da unutulur.”
Kategoriler:
Roman