Hızlı Kargo, Koşulsuz İade, Güvenli Ödeme Sistemi, PayPal ve Havale İmkanı! Hızlı Kargo, Koşulsuz İade, Güvenli Ödeme Sistemi, PayPal ve Havale İmkanı!
Ubeyde
Sales Manager
Ubeyde

Merhabalar, nasıl yardımcı olabilrim?

14:20
Whatsapp Destek Hattı
Bu ürünü 55 kişi inceliyor

Devlet

9786259608969
7.99
15 Gün İçinde Adresinize Ulaşacaktır.

Öne Çıkan Bilgiler

Barkod:

9786259608969

Kağıt Cinsi:

2. Hamur

Baskı Sayısı:

1. Baskı

Basım Yılı:

2025

Sayfa Sayısı:

168

Kapak Türü:

Karton Kapak


Meşhur tarihçi, sosyolog, filozof, siyaset ve devlet adamı İbn Haldun (1332-1406), İslam ve hatta dünya düşünce tarihinin en özgün eserlerinden biri olan Mukaddime’deki kendisine has fikir ve metotlarıyla sonraki nesiller üzerinde derin etkiler bırakan bir âlimdir. Tarih ve toplumun kanunları içerisinde hareket eden beşerî iradenin ürünü olan medeniyeti, müstakil bir ilmin konusu haline getirme çabası İbn Haldun’a aittir.
O, Endülüs’ten Fas’a, Mısır’dan Suriye’ye çok dinli, çok kültürlü ve çok medeniyetli toplumlarda yönetici ve aydın elitin parçası olarak yaşayan bir toplum bilimci olarak, medeniyetleri ve medeniyetler arası ilişkileri iç ve dış dinamiklerle açıklayan, değişme ve çatışma eksenli ilişkisel bir medeniyet kuramı sunmuştur. Dolayısıyla çok medeniyetli bir toplumsal düzenin tartışmasız bir veri olarak alındığı Mukaddime ile medeniyetsel çoğulculuğa dayalı bir yaklaşımın öncüsü olan İbn Haldun’un “umran ilmi (ilm-i umran)”, küresel çağda medeniyetler arası ilişkileri anlamada ve çok medeniyetli çağdaş toplumsal tecrübeyi anlamlandırmada kullanılabilecek önemli bir potansiyele sahiptir.
Farklı medeniyetlerle bir arada yaşamaya olumlu yaklaşan İslam medeniyetinin yetiştirdiği bir öncü âlim olarak İbn Haldun, küreselleşen dünyada çok medeniyetli bir dünya düzeninin kuramsal zeminini oluşturma konusunda çaba harcayanlara sağlam bir teorik zemin sunmaktadır.
Toplumsal temel üzerine felsefesini kuran İbn Haldun, ilm-i umran ve asabiyet kavramları ile toplumsal yaşam ve örgütlenmesinin ortaya çıkardığı her türlü olay ve kurumu inceleme konusu yapar. Bu çerçevede üzerinde durduğu mevzulardan biri de devlettir. Devletin kuruluşunu asabiyet bağı üzerinden temellendiren İbn Haldun, asabiyeti ise toplumun bir araya gelerek bir birliktelik oluşturması ve bu birlikteliği devam ettirmesi olarak açıklamaktadır. Yakınlık bağı, ortak ruh, dayanışma duygusu, askerî ruh veya ünsiyet bağı gibi farklı anlamlar yüklenen asabiyet kavramı, İbn-i Haldun tarafından toplumların uygarlığa doğru ilerlemesinde temel güdüleyici toplumsal bağ olarak değerlendirilmektedir. Ona göre asabiyet bağı toplumsal ve hukuki bir sistemin oluşmasına öncülük eden bir birlikteliği, hem de ilkellikten kurtularak devlet kurmaya ve uygarlık yolunda ilerlemeye yönelten en tabiî bir gücü ifade eder.
Kategoriler: Felsefe-Düşünce

Benzer Ürünler