Bürokratlar

“Lisede fen derslerinden çok basarili oldugum halde, son siniftaedebiyat subesini seçmistim. Edebiyatçi olmak istiyordum. Osiralarda siir yaziyordum. Bazi dergilerde siirlerim yayinlaniyordu.Daha ortaokulda, kendimce roman yazmaya kalkmistim. Babam da yazi yazmaya merakliydi. Amcam taninmis bir yazardi. Agabeyim de yazar oldu.”  Bürokratlar, Erhan Bener’in yapitinda birçok açidan dönüm noktasi olusturan bir eserdir.Mesleki yasaminda edindigi ani ve gözlemlerinin öykülestirilmesinden olusan ve kendisinin de “ani-öykü” olarak tanimladigi bu metinlerle yazar, psikolojik çözümlemelere dayali ilk dönem romanlarinin disinda bir tür ve biçemle okurun karsisina çikmaktadir.Bürokratlar’da Bener, bürokrat olusu ile yazar kimliginin bagdastirilamamasini ve bu tutkusu yüzünden basina gelen olaylari da esprili bir sekilde anlatir. Her ne kadar “yazar Erhan Bener” ile “bürokrat Erhan Bener”in farkli kimliklere sahip olduklarini ve bu kimliklerin zaman zaman çatistiklarini vurgulasak da, aralarinda tekinsiz bir iliski oldugunu teslim etmemiz gerekiyor.Bürokratlar’in belki de en ilginç özelligi, edebiyatçi Erhan Bener’le bürokrat Erhan Bener’i tek potada eriten, ikisini bir anlamda bütünlestiren bir eser olmasidir.