Bu ürünü 64 kişi inceliyor
Şule Yayınları
Stokta Yok
Bilginin Bütünlüğü
9786256590083
33.99 €
15 Gün İçinde Adresinize Ulaşacaktır.
Öne Çıkan Bilgiler
Barkod:
9786256590083
Kağıt Cinsi:
2. Hamur
Baskı Sayısı:
1. Baskı
Basım Yılı:
2025
Sayfa Sayısı:
480
Kapak Türü:
Karton Kapak
Neyi ne kadar bilebiliriz?
“Bilginin Bütünlüğü”, bu yakıcı soruya bir cevap arama denemesi…
İnsan bilginin sınırsızlığını kavradığı an, bu korkutucu gerçekle nasıl başedeceği gibi devasa bir problem açılır önünde.
Bilginin, en yakın görünenden, görülemeyecek kadar uzaktaki diğer bölümlerine kadar girift bir ağ halinde örgütlenmesi, bu ağa yakalanmış bir sinek gibi hissetirebilir insana. Çünkü beş duyusunun beynine ve kalbine sunduklarına güvenemez artık. Her şeyin her şeyle ilgisi varsa, tek bir şey, diğer her şeyin kapsama alanındaysa gördükleri, duydukları, dokundukları, kokladıkları, tattıklarının kendisine verebileceği bilgiler eksik, muğlak ve yanıltıcı olmaktan öteye gidemez. Ana resim bilinemediği için bulmacanın parçaları da bütünlenemez.
“Bilginin Bütünlüğü”, hem geçmişin muazzam bilgi mirasının hem de bunları yenileme ve genişletme imkanlarının kavranmasının, ilim tahsilinde bilginin bütünlüğü ile disiplinlerarası yaklaşımla/işbirliğiyle mümkün olabileceğini vazediyor. Ve konuyu Temel İslam İlimleri temelinde örneklendirerek üniversite müfredatlarının bu anlayışla tazelenmesini ve muallim ile müteallim’in (hoca ile öğrencisinin) eğitim- öğretim süreçlerinde bu anlayışı benimsemesini öneriyor.
Tahsil edilen bilimin esiri olmaktan çıkış yolu bu. Ancak o zaman anlayabileceğiz; hiçbir şey sandığımız kadar yakın, korktuğumuz kadar uzak değil… Ağa yakalanmış bir sinek değil, eşref-i mahlukatız biz.
“Bilginin Bütünlüğü”, bu yakıcı soruya bir cevap arama denemesi…
İnsan bilginin sınırsızlığını kavradığı an, bu korkutucu gerçekle nasıl başedeceği gibi devasa bir problem açılır önünde.
Bilginin, en yakın görünenden, görülemeyecek kadar uzaktaki diğer bölümlerine kadar girift bir ağ halinde örgütlenmesi, bu ağa yakalanmış bir sinek gibi hissetirebilir insana. Çünkü beş duyusunun beynine ve kalbine sunduklarına güvenemez artık. Her şeyin her şeyle ilgisi varsa, tek bir şey, diğer her şeyin kapsama alanındaysa gördükleri, duydukları, dokundukları, kokladıkları, tattıklarının kendisine verebileceği bilgiler eksik, muğlak ve yanıltıcı olmaktan öteye gidemez. Ana resim bilinemediği için bulmacanın parçaları da bütünlenemez.
“Bilginin Bütünlüğü”, hem geçmişin muazzam bilgi mirasının hem de bunları yenileme ve genişletme imkanlarının kavranmasının, ilim tahsilinde bilginin bütünlüğü ile disiplinlerarası yaklaşımla/işbirliğiyle mümkün olabileceğini vazediyor. Ve konuyu Temel İslam İlimleri temelinde örneklendirerek üniversite müfredatlarının bu anlayışla tazelenmesini ve muallim ile müteallim’in (hoca ile öğrencisinin) eğitim- öğretim süreçlerinde bu anlayışı benimsemesini öneriyor.
Tahsil edilen bilimin esiri olmaktan çıkış yolu bu. Ancak o zaman anlayabileceğiz; hiçbir şey sandığımız kadar yakın, korktuğumuz kadar uzak değil… Ağa yakalanmış bir sinek değil, eşref-i mahlukatız biz.
Kategoriler:
Diğer